Nazım Hikmet Ran’a
İhanetlere içmeyelim artık, ihanetleri konuşalım bugün. En büyüklerini konuşalım. Toz konduramadığımız birinin ihanetini mesela. Her ihaneti bir sevda doğurur madem, sevdalarımızı konuşalım. Toz konduramadığımız birinin sevdasını mesela. Bilinçaltımdaki tüm hainliklere koştuğum bir gecede sağa sola sataşarak sevdayla nerden tanıştığımı kovalıyordum. Üstadı andım. Ve gençliğimde benden aldığı her şeyden daha büyük aşkını andım. Daha sonra da ihaneti. Üstadla konuşmamız gerekliydi. İhaneti masaya yatırıp, parmaklarının arasından bıçakları vurarak tahtaya, en sert tavrımı takınıp görüşmemiz gerekliydi. Biraz cesaret iyi gelirdi. İçmeliydim. Ağzına kadar doldurup kadehi, kırmızı şaraba boğulmalıydım. Cesarete doymak için, kendimden beni almalıydım. Düştüm yola. Çok değil az sonra yanına yetişirdim. Attığım her adımda biraz daha doldu yüreğim. Ağzımda küfür, elimde şarap, zihnimde ki soruya alacağım cevaba odaklanarak yaklaştım mezarına. Neden üstad? Kalk ayağa, hesap ver! Yazdığın mektupların her satırında, harfleri aşk saygısında ipe dizen sen değil miydin? “Seni nasıl iyi, nasıl harikulade düşünüyorum bir bilsen” diyen sen değil miydin? Evet sendin. Mehmet’e ihaneti layık gören de yine sendin. Sert-i lisan ettiysem de af dilemem. Ben Piraye’yim, Mehmet’im bugün. Çok doldum da geldim. Yanına yatarım da yine de gitmem burdan. Sorulmamış hesabını vermen için geldim. Biraz da senin için diyebilirim yani. Öncelikle nasılsın? Mutlu musun yerinde? Çok şey öğrendik kaleminden. Türküler yazdık mavi gözlerine. Çok sevdik seni. Ama toprağına hasret bir adamın kadınını toprak bilip sevmesi kadar olamayız derim hep. Yıllarca aşkını okudum. Şimdi ise ihanetini dinlemek için buradayım. Vera elbet sevilirdi. Ama Piraye değil miydi ciğerlerindeki nefes? Gözlerindeki ışık? Kalbindeki çarpıntı? Beynindeki düşünce? Güneşte, denizin sonunda mavi bir duman gibi gözünde tüten Piraye değil miydi? 3 gece rüyanda gördün diye, paranoyak zihinle sen de gördün mi beni diye sorguladığın Piraye değil miydi? İhanetinin başında aşkın, sonunda Vera’ya olan aşkın vardı. Sevmek güzel şey üstad. Şimdi gidiyorum. Sevdasını ciğerinin üzerinde kurşuna dizen adamdan sevmeyi öğrendim. Umarım toz konduramadığım hislerime ihanet uğramaz.
Hi! I am a robot. I just upvoted you! I found similar content that readers might be interested in:
https://www.nedenolmasn.com/single-post/2017/12/14/Ah-Be-%C3%9Cstad#!