Ayıkla pirincin taşını

Bazı ihtimaller üzerine hayat dönmüyor.
Dönmeyince zorla güzellik kattığım anımdan dakikalar geçmiyor
-Ben senin yanında olmayı, yok olmamaktan geçtim geldim
Maliyetine vuran saliseler taşıyor bavulumda bir ton dert
Sen sadece var olmanın sıkıntılarını karnında taşırken, ben rahmim de taşıdığım olağan dertle dünyayı doğurdum kendimden. Bana ondan deme ben zorlanırım! sen zorlanmazsın, sadece düştüğünde canın acır.
Bir cehennem sıcaklığı tattım - sen sadece yutkunduğundan, anlamazsın manasını kelimenin tam anlamı

Hep bir yarım sevdalık gülüşlere gark ederken boğazım - yine aynı boğaz yoluyla harmanlanır sevdalı yazım
Bir şeylere dayanır da anca dayanır kalbim bu rahatsızlığa
içimi kemire dursun ruhun, orada acıkırsan kırıntılarımı topla
Bir kuru ekmeğe talibim deme, sen o kadar aç ruhlusun ki, seni milyonların besleneceği yemeklerle doyuramam, gücüm yetmez kalırım ıssız.
Hep bir işlenmemiş suçu omuzuna yükler gibiyim yapma kadın. Halbuki kim haklı, kim haksız?
Bak oralardan esen bir güneş var inandığın tüm inançlar uğruna başını kaldır güneşe nazır bir selam çak, inandığın yoksulluktan bana bir selam gönder de ki- ben kıyameti içimde yaşıyorum
yada şöyle bir satır.... 'Ahlakımla aşkımla karışmışım ruhuna ama sen ayıklamadın beni bir katmadın ruhuna' ayıkla pirincin taşını şimdi geçip giden tüm anıların hatrına.