Maddi ve Manevi Kalp – Hırslı Olma

Konuyu hatırlamak gerekirse Bir sonraki yazımızda Allah’ın izni ile kalbin bu manevi hastalıklarına tek tek işaret etmeye ve tedavi yöntemlerine işaret etmeye çalışacağım demiştim. Evet, Kaldığımız yerden devam edelim. Gelelim toplumumuzda en çok bulunan kalp hastalıklarından birincisine…

Hırslı Olma:

İnsanoğlu çok acayip bir varlıktır ki bazen kalbin hastalığı olan bu hırsı iyi yönde olursa hastalıktan çok fayda ve menfaat konumunu alır. Ve insanı birçok yerde yüceltir ve aziz kılar. İnsanoğlu da hayatında çocukluğundan yaşlılığına kadar hep rahat olmak ister ve en güzel şekilde yaşamayı ve zengin bir şekilde yaşamayı ister insanın tabiatı gereği tabii bir durumdur bu. İnsanın bu rahatlık sevgisi dikkat edilip kontrol altına alınmazsa ve bu durum fazla olursa kalbin manevi hastalığı olan hırs hastalığına yakalanır. Bu hastalıkta doymak bilmeyen bir hastalıktır. Ömrü boyunca ve hayatının bütün alanında hırslı olur çok çaba sarf eder ama Allah’ın ona dünya ve ahiret nimetlerinden taksim ettiğinden başka bir şeye ulaşamaz.
Sürekli maddi düşünür insanları maddeden öteye geçirmez ve hırsı ile bir konuma bir makama gelmeyi ister ulaşamadığında ise diğer kalbin manevi hastalığı olan haset hastalığına veya daha başka bir hastalığa müptela olur ki kendisi bile farkında olmaz. Bunun içindir ki insan ilk vazifesi manevi hastalığını keşfetmesi aynı zamanda tedavi yöntemlerini öğrenmesi gerekir.
Yok, eğer insan hırsını iyi yönde kullanırsa yazımızın ilk başlarında işaret ettiğimiz gibi insanı hayatında ve hayatının birçok yerinde yüceltir ve aziz kılar.
Bu sayede de kısaca hırsını iyiye kullanan bir insan ile hırsını kötüye kullanan bir insan arasında fark koymuş olduk…
Peki, bu hırs hastalığını kötüye kullanan insanın tedavisi nedir?
Böyle bir insan daima ahireti ön plana çıkarmalı ve ana hedefi olan İslam’ı öne çıkarmalıdır ki böylesine kötü bir hastalıktan kurtulabilsin. Daha başka tedavilerinden bahsedecek olursak eğer dünyadan çok maneviyatı düşünmeli hayatın sadece maddi değil uhrevi olarak görmelidir. Hayatta ulaştığı yâda ulaşamadığı yani hayatının her hâline şükür etmelidir. Oysa hırsını kötüye kullanan insan hiçbir zaman razı olmaz şükür etmez ve her zaman daha iyisini daha ilerisini ister ve bu şekilde ömrü bir hırs ile geçer gider elde ne var peki…
Kocaman bir SIFIR.
SİZLERDEN GELECEK OLAN YORUMLAR BENIM UFKUMU AÇAÇAK VE DÜŞÜNCELERİMİN DEĞİŞMESİNDE KATKI PAYI SAĞLAYACAKTIR…