kedim Salem
kedim. salem. zekası bazen korkutup hayatı sorgulatsa da kendisi hayatımın en ponçik detayı. sadece bugün değil, her gün. son dönemlerde en büyük kahkahalarımın sebebi. nasıl bi kedi onu da anlamıyorum ya.
normal kediler genelde uykuyu severler ama salem, ne zaman benim dişlerimi fırçaladığımı görse uyku vaktinin geldiğini anlayıp balıklı oyuncağını ağzında banyoya getirip ayaklarıma bırakıyor. yatmayalım oynayalım, uykum gelmedi daha diye mızmızlanan çocuklar gibi. benim bardağımdan su içtiği günden beri çeşme suyu içmeyi reddediyor, damacanadaki suyu beraber içiyoruz. çok cana yakın olmasına rağmen eve kimse gelmesin istiyor, kıskanç sıpa. benim başkalarıyla konuştuğumu görünce kıskanıp lafa giriyor habire, bizi susturana kadar bağırıyor, eğer konuşmaya devam ediyorsak kucağıma çıkıp burnunu ağzıma dayıyor. telefonla konuşmama bile tahammülü yok, sadece onunla konuşayım istiyor. ilk sokaktan aldığımda veterinere götürürken sardığım küçük kırmızı polar battaniyesiyle ve taşıma kutusuyla da tuhaf bi ilişkisi var. battaniyesi olmadan uyumuyor, sabah uyandığımızda battaniyeyi taşıma kutusunun içine serip oturma odasına taşımamı bekliyor, gece yatarken de yatak odasına. böyle bi rutinimiz var, çocuğunun beşiğini taşıyan anneler gibi taşıma kutusunu gezdiriyorum evde. ki kediler taşıma kutularından ölümüne nefret ederler, benimki bayılıyor kutuda takılmaya.
aşırı sakin bir hayvan, bugün 2 tane aşı vuruldu mesela, şöyle bi mik demedi, kurtulmaya çalışmadı. bu neyin metaneti çocuğum? gece kendini sevdirmek için burnunu burnuma dayayıp öyle bir mırlıyor ki, uyanmamak imkansız. ben uyurken erkek arkadaşım uyanıp sevse de yetmiyor, beni istiyor illa ben sevicem küçük beyi. bir kedi 1 senedir bi ısırıp tırmalamaz mı ya oyun için bile olsa? benden daha olgun bu arkadaş. sabah uyandığım saati biliyor mesela, uyanmadıysam eğer, burnuma bir pati dokunuyor ve ben gözlerimi açana kadar o parti orda kalıyor mesela. tüylü ve tek gözlü bir alarm gibi. göbek sevdiriyor. kediler göbeklerine dokunulmasını sevmez ama benim çocuk sevilirken hemen göbek açıyor köpekler gibi. kucağa yattığı anda tam teslimiyet halinde. ya çok salak, bazen severken nasıl içi geçiyorsa artık salyaları akıyor ahahah. korkup sormuştum veterinere de birşeyi yok, uyurken nasıl bizim de akıyorsa onunki de öyle demişti.
aşırı yoğun bir dönemden geçiyorum, hastalıktan geberiyorum, dinlenecek vaktim yok. bugün de aynı şekilde koşuşturmayla geçti. bu sabaha karşı karnımın üstüne yattığını ve deli gibi mırladığını hissettim. mutluluk nedenimsin, güne başlama enerjimsin salem. balıkla da oynadığımıza göre artık uyuyabilir miyiz?
True love!
he is :)