Kaz Dağları Milli Parkı... (Bolca fotoğraf içerir)

Merhabalar,

Kaz dağlarını bilmeyeniniz yoktur. Dünyanın oksijen kalitesi en yüksek ikinci yeri, yani ülkemizin ciğerleri... Bu dağlarda siyanürle altın arama konusuna girip moral bozmak gibi bir düşüncem yok. Keyifli bir geziden kalan bolca fotoğrafla kısa kısa anlatmak istedim gördüklerimi...
Bu fotoğraflar ile onlarca post çıkar aslında ama tek seferde bitireceğim merak etmeyin...

Öncelikle bu bölge koruma altında, televizyonlarda gördüğünüz Hasan boğuldu ve sütüven şelalaleri mevkiinden farklı bir bölge. Yani elinizi kolunuzu sallaya sallaya giremiyorsunuz. Edremit-Akçay-Zetinli üzerinden ve Mehmetalan köyü içerisinden gidiyorsunuz "Kaz Dağları Milli Parkı"na. Araçla gitmeniz gerekiyor kesinlikle. Giriş yapmak için yanınıza alan kılavuzu yani bir rehber almanız gerekiyor. Rehber ücreti 140 tl, araç giriş ücreti ise 18 tl. Girişte bir kaç araç birleşip rehber ücretini bölüşebilirsiniz. Yaklaşık 30 km'lik bir rota ama 4-5 saat civarında zaman ayırmanız gerekiyor. Akşam 18:00'de çıkmak zorundasınız, içeride kalmak gibi bir düşünceniz olmasın.

Gelelim asıl amacımıza...
Bol fotoğraflı bir tura hazır olun...
Fotoğraflar arasında kısa notlar var, atlamayın lütfen...

Milli parkın içinde sizi harika, çok keyifli yollar bekliyor...

Böyle panaromik bir manzara da yol üzerinde.

Ayrıca küçük sürprizlere de hazırlıklı olun. Yaban mersini :)

Hem de göz alabildiğine...

Böyle bir görüntü sizi şaşırmakla kalmayacak, doğanın gücüne hayran kalacaksınız.
Bir kayanın üzerinde gelişmeye çalışan çam ağacı...

---

Yol boyunca göğe yükselen ağaçlara bakıp sonsuzluğu düşüneceksiniz...

---

Zirveye çıkmadan önce 1420 m rakımda Tozlu mevkiinde "Kazdağı Göknar"ları arasında yürüyüş yapmaya fırsatınız olacak...
Bu bölge de yaz-kış 4 derece akan kaynak suyunun tadına bayılacaksınız.

---

Kaz dağları bilinen 800 tür bitkiye ev sahipliği yapıyor bunların içerisinde onlarca "endemik" yani sadece bu bölgeye özel türler de var. İşte bazıları...

Bu kadar fotoğraf içerisinde en çok beğendiğin bu oldu... Yere işlenmiş bir tablo sanki...

Bu gördüğünüz endemik türlerin tamamına yakınını "sarıkız tepesi"ne çıkarken göreceksiniz. Bu bölgedeki bitki yapısı hep bodur kalmış durumda, sanırım buradaki doğal şartlar bunu sağlıyor. Göreceğiniz ağaçlar bile bodur ve adeta bir bonsai ormanı... Hayranlıkla yürüyeceksiniz.

Sarıkız tepesine araç ile belirli bir bölgeye kadar yaklaşabiliyorsunuz, sonrasında yaya olarak devam edeceksiniz. Uzun ve yorucu değil merak etmeyin, aldığınız her nefesin kıymetini bilin, ciğerleriniz bayram edecek çünkü...

Rehberiniz size bu bölge de "Sarıkız Efsanesi"ni anlatacak, ben es geçiyorum o yüzden.
Bu bölge Sarıkız'ın dağlara adını veren kazlarının toplandığı bölge... Gördüğünüz taşlar ile yapılmış 800 m yarıçapında bir çembermiş burası. Rivayet Sarıkız'ın yaptığı...

ve... Sarıkız Tepesi.

1726 m rakımda "Sarıkız Türbesi" var ama bir mezar yeri yok...

İşte Sarıkız Tepesinin panaromik manzarası... Bütün Edermit Körfezi ayağınızın altında...

Şansınız varsa bulutların dağı nasıl kucakladığını gözlerinizle görürsünüz.

Bulutların üzerinde değil ama içinde yürüyebilirsiniz...

Zirve yolunda gördüğüm en güzel iki ağaç bunlar da...

"Kaz Dağları Milli Parkı" kesinlikle korunması gereken bir doğa ve lütfen bu bölgeyi gezerken saygılı olun. Hayatınız boyunca "iyi ki yapmışım" dediğiniz bir gezi olacak bunun garantisini verebilirim...

Fotoğrafları, özellikle panaromik olanları büyüterek görmenizi tavsiye ediyorum.

Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim...