Kapsamlı ve anlaşılır bir şekilde Delegated Proof of Stake(DPOS) nedir ? [Cointurk 10. Projesi]
Bu postta içerisine blockchanin terimleri girince karmaşık olabilen ama aslında açıklanınca oldukça basit olabilen bir konu üzerinde duracağız: Delegated Proof of Stake(DPOS). Aslına bakarsanız DPOS'u bir nevi teknolojik demokrasi gibi düşünebiliriz. Etrafınızda işinden ve patronlarından şikayet eden insanlar illa ki vardır ve size nasıl ezildiklerini veya hor görüldüklerini anlatırlar. Bu yüzden insanların teknolojik ortamda patronlarını kovabilecekleri ve haklarını savunabilecekleri bir sistem geliştirildi ve bunun adı Delegated Proof of Stake.
Eğer bir süredir Bitcoin ile haşır neşirseniz Proof of Stake, Proof of Work gibi bazı tanımları ister istemez duymuşsunuzdur çünkü bunlar miningi olan coinler için sıkça bahsedilen konular. Ama ben burada DPOS'u anlatırken biraz daha temel bir dil kullanmayı tercih edip bu kavramlardan hiç bahsetmeden size DPOS'un olayını özetleyeceğim.
PEKİ NEDEN VE KİM TARAFINDAN GELİŞTİRİLDİ BU DPOS?
DPOS ilk olarak bir blockchain mühendisi olan Daniel Larimer'in bitcoin madenciliğinin çok fazla enerjiyi israf ettiği düşüncesiyle ortaya çıktı. Aynı zamanda Daniel gelecekte mining olayını insanların tek ele alabileceğini, büyük mining havuzlarının Bitcoin sistemini kontrol edeceğini de düşünüyordu. Daha sonra bu düşüncülerle çok yüksek hıza sahip bir sistem kurmak istedi ama Bitcoin'in kullandığı Proof of Work sistemi bu iş için çok yavaştı. Bu yüzden de Daniel Larimer çok daha hızlı, güvenli ve daha az enerji harcayan bir sistem geliştirdi bu sistemde şuan da bahsettiğimiz DPOS sistemiydi.
Yani özetle DPOS'un amacı Bitcoin ve benzeri coinlerin kullandığı Proof of Stake'den daha verimli, daha hızlı ve daha güvenli bir sistem oluşturmaktı.
Sistem içerisinde insanlar sistemin güvenliği için birbirilerine oy veriyorlar bu tıpkı Steemit kullanırken bizlerinde yaptığı gibi. En çok oy alan 100 kişi sistem tarafından tanık olarak belirleniyor ve sistemin güvenliğiyle ilgili kararlarda yardımcı oluyorlar. Bu 100 kişiden sadece ilk 20 kişi düzenli olarak aylık ödeme alıyor bunun dışında ise yüzlerce tanık olmak isteyen sistemin şahitler olarak kabul ettiği insanlar bulunuyor. Aslında bu terimler İngilizce'de Witnesses (Tanık) ve Witness(Şahit) olarak geçiyor ama Türkçe bir kaynakta farklı bir çeviri görmediğim için direk olarak Türkçe çevirisini sizlerle paylaştım.
Tekrar özetle burada da sistemin güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlayan kişiler bizler tarafından yani DPOS kullanıcılarının oyları ile seçiliyor. İşte yukarıda bahsettiğim teknolojik demokrasi olayı da böylece gerçekleşmiş oluyor.
DPOS'ta insanların oy gücü ellerinde bulundurdukları token sayısına göre değişiyor. Yani elinde çok token olanların oy gücü, az olanlara göre daha fazla oluyor. Bu da şu demek ki ne kadar ekmek, o kadar köfteyi getiriyor. Çok çalışan ve çabalayanların sistemde oy gücü yüksek olduğu için bu bahsedilen en çok oy olan 100 kişi sürekli değişebiliyor, insanlar bir patrona bağlı kalıp ezilmiyorlar kendileri seçimlerini yapıyor.
Steemit'te de olduğu gibi topluluk büyüdükçe rekabet artıyor ve kötü insanlar elenerek sistemin güvenliği ve huzuru maksimuma çıkarılıyor. Yani eğer Şahit veya Tanık olarak bahsedilen kişiler topluluğu kirletmeye, topluluğa zarar vermeye başlarsa ve insanlar bunu hissederse istedikleri an oylarını kaldırıp o kişiyi zirveye çıkardıkları gibi tabir yerindeyse yerin dibine de sokma gücüne sahipler. Bu yüzden gücü tamamen kullanıcının eline veren, hızlı, güvenilir ve temiz bir sistem olarak DPOS oldukça başarılı olarak benzerlerinden bir adım öne çıkarıyor kendisini. Steemit'de de kullandığımız DPOS gelecekte daha büyük topluluklara ve olaylara hizmet edebilecek bir kapasiteye ve bakış açısına sahip.