OLMAZSA OLMAZIMIZ KAHVELER
İçmeden ayılmadığımız, günümüzün olmazsa olması, kahvaltılarımızı bile kökenine yerleşmiş kahvenin hikayesi milattan sonra beş yüzlü yıllardan başlamaktadır. Kahve ağaçlarından yetişin içinde kafein bulunduran kahve eşsiz tadıyla önce arap yarımadasında ün salmış daha sonra avrupaya kadar yayılmaya devam etmiştir.
Kahvenin ilk yetiştiği yer ise Habeşistan olarak bilinir. Keşfedilen kahve lezzetiyle namını salınca dünya üzerinde bunun için bir ticaret yarışına bile girilmiştir. İnsanlar içerisinde iyice yayılan kahve evlerden açılıp “Kahve hane” lerde verilmeye başlamış ve kahve hane kültürünü oluşturmuştur. Kahve hane kültürü en çok da Osmanlı İmparatorluğu zamanında en çok nargile ve türk kahvesi eşliğinde yaygınlaşmıştır.
Kahvenin bir çok yararı vardır. Baş ağrısını önleme özelliğiyle birlikte karaciğer ve mide rahatsızlıklarını önlemektedir. İçindeki kafein sayesinde sinir sistemini uyararak konsantrasyonu arttırıyor, vücuda kuvvet ve enerji salgılamaktadır. Yağın yanmasını sağlayan kafeinle birlikte zayıflamak için de kullanabilen bir içecektir.
Evlerimizdeki muhabbeti şenlendiren, kırk yıl hatır sağlayan bu güzel içecek aynı zamanda bir yuva kurmak için ilk adımın atılmasında da büyük rol oynar. Son yudumu alınınca kız isteme merasimi başlar. Kahve yaşantımızda her yerde olan bir içecektir. Günümüzde artık her yerde bir kahve satan yer görebiliriz. Ayrıca sütlüsünden tutun kremalısına kadar, sıcağından soğuğuna kadar her türlü kahveye rastlamak mümkün.