Sinema ve Bilinçaltı - 2
Bu yazıyı iki bölümde ele almak istiyordum. Ancak yeni eklemeler, ekleyip çıkartmalarla üç bölüm haline geldi.
Okuyanları çok uzun paragraflara boğmak istemiyorum. Çünkü sinema keyifli bir sektör ancak okumak bazen insanı sıkabiliyor! Geçen bölümde bahsettiğim başlıklardan "Ayran'ın Kola'ya Karşı Zaferi" olan kısmı değiştirme hissiyatı doğdu içimde. Aslında kazanılmış zafer yok. Bugünlerde kazanma kavramına karşı bile pek tahammülüm kalmadı. Bunun nedeni "birileri kazanıyorsa, birileri mutlaka kaybediyor" düşüncesi oldu. Her neyse felsefe felsefe felsefe... İşimiz, gücümüz, ahkam kesmek! Sinema yazanların genel zaafıdır. Sürekli ahkam keserler, iş icraata gelince, karavana! Okumak isteyen dostlar aşağıda iki parça birşey var. Okursanız sevinirim.
İlk bölüm:
İdeolojinin Sinemayı Keşfi
1930 ve 40‘lı yıllarda, faşizm ve komünizmin dalga dalga yayıldığı Avrupa ve Sovyet coğrafyasında ideolojinin hakim olduğu filmler çekilmeye başlandı. İdeolojinin sinemayla buluşması, Amerika’nın Hiroşima’yı bombalamasından daha sarsıcı ve tehlikelidir. Fakat buna kimse engel olamaz. Konfüçyüs şöyle der: “Kaplan'a kanat takarsan yaparnayacağı kötülük yoktur." lnsan üzerindeki etkisi sebebiyle, gücü ve sınırlan korkutucu boyutlara ulaşabilen sanatı ideolojilerin eline vermek kaplana kanat takmak gibi bir şeydi... Sinema, anlatım aracı olmaktan çıkıp, kitleleri etkileyen, jakobanistçe, dikte edilen bir propaganda aracına dönüşüvermişti. Generalin Kızı' filminde şöyle bir replik geçer: “Bir sorunun üç türlü çözümü vardır: Mantıklı çözüm, mantıksız çözüm ve askeri çözüm!" Ve askerin sanatın gücünü keşfetmesi, propaganda sinemasının doğup büyümesiyle neticelenmişti. Henüz ülke sinemalarından bile doğru dürüst bahsedemezken, Amerika ve Avrupa ülkeleri kendi toplumlarının milliyetçi duygularına yönelik filmler çekmeye başlamıştı bile... Bu dönem de Amerika'da roman kültürü sinemaya oranla daha fazlaydı ve sonraki yıllarda da çizgi romanlar fantastik sinemanın temellerini oluşturacak ve Hollywood'u diğer ülke sinemalarının çok önüne taşıyacaktı.
Sosyal bir İhtiyaç: Hain ve Kahraman !
Sinemanın çizgi romanları keşfi 1940 ile 60 yılları arası oluyor. II. Dünya Savaşı'nın başlangıcı ve etkisinin bitişine kadar olan dönem. .. Savaş, Avrupa’nın göbeğinde olduğu için Amerika'yı çok etkilemiyor, dolayısıyla da Amerikan sanatı dünyayı etkilemeye başlıyordu. Bu süreçte Avrupa’daki birçok sinemacı, Amerika'ya kaçıyordu. Sinemanın sektör olduğu bu ülke, ürettiği filmlerin niteliğiyle birlikte bir endüstri haline gelmişti. Hollywood film ürettikçe farklı mevzuları irdeliyor, her yeni hikâye bir diğerinin tekrarı olmaya başlayınca da yeni antagonist ve buna karşılık pratagonist kahramanlar doğuyordu. Amerikan tarihi çok eskiye dayanmadığı için ve konularda tükenmeye başlayınca bu kez Superman, Batman gibi hayali kahramanlar üremeye başladı. Yapımcılar, kahramanlık hikâyelerinden aldıklan geri dönüşle daha fazla kahraman üretmeye, üretilen daha fazla kahramanla da daha fazla bilinçaltı mesajlar verilmeye başlandı. Çünkü herkesin içinde yaşayan bir kahraman vardır ve onu bir surete büründürmek, yapılabilecek en iyi ve en kolay iştir.
Amerika oluşturduğu çizgi kahramanlanı II. Dünya Savaşı’na sokmaya karar vermişti. Amerikan ordusunun en sancılı günlerinde halka askerlik mesleğini sevdirmek için “Kaptan Amerika' karakteri tasarlandı. Kaptan, ülkede 0 kadar sevil di ki, her evde, çocukların dilinde, giysi lerinde yer almaya başladı. Oyuncakları yapıldı ve askerlik en güzel oyun haline geldi! Sonraları "her Amerikan vatandaşı asker doğar" nevinden sloganlaştı. Sonraki dönemlerde teknolojininde gelişmesiyle birlikte Iron Man, Spider Man, Hulk, Hellboy doğar.
Bu trend Amerika'dan dünyanın her ülkesine hatta Turkiye’ye kadar sıçradı ve her toplum kendi milli kahramanlarını üretmeye başladı.Türkiye'de Kaptan Amerika'nın muadili “Yüzbaşı Volkan' gibi..
Hain de kahraman da toplumlar için bir ihtiyaç! Dünden bugüne yüzlerce kahraman ve hain portresi çizildi. İnsanlar çok sevdi, nefret etti. Tabii yapımcılar 'bu işten nasıl kârlı çıkarımın hesabım yapmaya başladı. Çocukerkil bir dünyada fantastik öğelerle üretilen imajiner hain ve kahramanlar, ekonomik birer simgeye dönüşmeye başladı. Superman tişörtleri, Batman arabası, Spiderman maskesi, Jedi kılıcı... Bu şekilde bilinçaltı mesajlar verilmeye başlandı. Bu kahramanların hepsi Amerika'da yaşıyor, o kültürde doğuyor, büyüyor, besleniyor ve bütün güçlerini o coğrafyadan
alıyorlardı. Bir çocuk için Amerika'dan daha güzel bir yer olabilir miydi? Subliminal mesaj dediğimiz şey; çayın içinde eritilmiş şeker gibi görünmeyen ama tadı hissedilen ve bünyeye etki eden birşeydi. Maruz kalanın çözmek, çözümlemek, önlem alması oldukça zor bir alan. Bu da sanatı tehlikeli yapan unsurlardan biri. Bu silahı en iyi kullananlar tehlikeyi fark ettikleri için, bu sanatı çok dar bir alana hapsetmeyi denemiştir hep. Costa Gavras'ın Z (Ölümsüz) filminin girişinde şu yazı belirir: “Gerçek olaylarla, sağ ya da ölü olsun gerçek kişilerle olan benzerlikler tesadüfî değildir: Her şey kasıtlıdır.” Sinema, manipülasyona ve provokasyona çok müsait bir sanat dalıdır. Ve bizleri istediği her şeye inandırabilir. Kısacası sinema, hayal ürünü bir dünya kurar ve bizler de onun varlığa inanırız. Sinema bize vaat eder, biz de kanarız. Sadece geçmişi film karesiyle tekrar kurgulamak degildir mesele, ge eceği de bilim kurgu filmleriyle belirIemek ve hayallere format atmak mümkündür. Pek çok bilim kurgu filminde bize vaat edilen gerçek ile yaşamları ger çek arasındaki makas Farkı inanılmazdır. Filmlere kalsa, insanlığın şu anda uzayda yaşaması ve parlak kostümler giyiyor olması gerekirdi. 20 yıl önce “Uzay 1999' diye bir film yaparken arabalar havalarda gidecekti. Yıl 2014, havalarda araçlar yok ve işin kötüsü trajik, her zamankinden daha kötü!
Filmin son karesini son yazıya yani üçüncü bölüme bırakıyorum. Üçüncü yazının konuları "Reklam kokan hareketler" ve nihayet "Sinema ve Bilinçaltı". Bütün bir yazıyı son paragrafta toparlayıp sizler için paylaşacağım. Elinizi korkak alıştırmayın. Yorum yazın, paylaşın... ya da siz bilirsiniz...
Fotoğraf ve Resimler
1- This photograph is about the 1902 French film. For other uses, see A Trip to the Moon (disambiguation).
2 - Captain America / Civil War / Marvel
3 - Yüzbaşı Volkan / Alfa Yayınları
Congratulations @outofstandarts! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of upvotes
Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Congratulations @outofstandarts! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of upvotes
Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
Congratulations @outofstandarts! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
Award for the number of upvotes
Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP