Yarından Önce - Steemit Romanı - 3. Bölüm
Rahmi dilci olduğu için günlüğü okumak için can atıyordu. Eski bir blog yazıtı daha gün yüzüne çıkacaktı. Onun açısından sevindirici olan bir taraflar da yazıtların Türkçe yazılmış olması idi. Tahir'in ise bir arkeolog olmasına rağmen aklı başka yerde gibi idi. Bir tarih gün yüzüne çıkacak ama onun sanki umurunda değil gibi idi.
Rahmi okumaya başladı.
Görsel Kaynağı
"Sevgili günlük, nedir bu çektiğim. Türlü türlü cefanın adını aşk koymuşlar. Bugün de cefakarım tıpkı dün olduğu gibi. Bugünün dünden farkı çektiğim bu çileyi seninle paylaşıyor olmamdandır. Derdime çare olmayacağını biliyorum. Buna rağmen yine de paylaşıyorum. Duygularımı, yalansız döküyorum. Hislerimin kahr-ı perişan ahvalini yalnızlıkla paylaşmaktan bıktım. Ama biliyor musun, tekrar baştan başlama fırsatım olsa ve aynı sıkıntıları tekrar yaşayacağımı bilsem yine de aşkın adı onun adı olurdu. İsmini vermeyeceğim. Kısaca adı onun adı Aşk olsun.
Aşk ile ayrılığımızın üstünden ne kadar süre geçti? Kaç dersten kaldım, kaç günümü ziyan ettim? İnan ki saymadım. Çünkü saymaya ilk günden başlamak gerekiyor ama o güne gitmek cehenneme gitmek gibi bir şey. Cehenneme gitmek istemiyorum. Daha fazla cefaya tahammülüm yok.
Artık onun bana dönmeyeceğini biliyorum. Buna alışmam gerekiyor biliyorum. Ama aşk olmayınca her şey üst üste geliyor. Sanki bütün sıkıntılar tanrı tarafından benim için yaratılmış. İster istemez depresifleşiyorum. Üzülüyorum be günlük. İlk ve tek aşkım gitti ve artık dönmeyecek. Ama yaşam devam edecek. Benim için her ne kadar acı da olsa. Çünkü ben sonsuz evrende bir zerre değil miyim? Evet günlük, sanırım bir melankoli bu. Kendimi çok aciz ve çaresiz hissediyorum. Elimden bir şey gelmiyor günlük. Sana diyecek çok şeyim var ama dilimin sınırlılığı buna engel oluyor. Aşkı anlatacak hangi kural ve kaide günlük? Yine de hissettiklerimi seninle paylaştım ve rahatladım. Saat yine gecenin üçü olmuş. Gündüzüm zaten haraptı. Akşam geçirdiğim nöbetler ve şimdi konuştuğum tek sen yarın görüşürüz günlük. Umarım yarın benim için güzel bir gün olur. Seninle güzel şeyleri de paylaşmak isterim.
"Rahmi okumayı bitirdikten sonra biraz duraksadı ve kahkaha atarak gülmeye başladı. "Ulan çıka çıka diskten bir ergenin günlüğü çıktı iyi mi? Madem ergendin. Neden yazarken ergen puntolar kullanmadın ki bizim de vaktimizi aldın. BiR HaRf BüYük biR HarF KüÇük yazılan ergence yazım tarzı benimsemiş olsaydın hiç okumazdık be." Bu söylentinin ardından Tahir'in fikirlerini merak etmiş olmalı ki ona döndü. Tahir gayet sakin duruyordu ve dalgındı. Okunan metinden mi etkilenmişti yoksa başka bir sıkıntısı mı vardı bunu benim kadar Rahmi de merak etmiş olmalı ki sordu: "Tahir hayırdır?" Tahir gözlerini Rahmiye çevirip utangaç bir tavırla, dostum ben buraya şey senle bir konuda konuşmak için gelmiştim. Ama senin beni anlayabileceğini artık düşünmüyorum, dedi.
Duvarda asılı duran antika saatin çalışmasından zamanın aktığı belli oluyordu. Duvardaki antika saat olmasa sanki zaman durmuş zannederdim. Tahir: "Ben senden müsaade isteyeceğim biraz işlerim var. Sonra görüşürüz yine" dedi ve ayağa kalktı. Rahmi şaşkındı. Arkadaşından daha önce hiç böyle bir tavır görmemişti. Koskoca bir ergenlik dönemini birlikte geçirmişlerdi. Ama ilginçtir o zaman bile böyle bir tavırla karşılaşmamıştı. Şaşkınlığından ne diyeceğini bilemedi. Yanlış bir şey söylerim de şimdi onu arkadaşımı istemeden kırabilirim diye düşündü ve tek ses çıkarmadı. "
Tahir gittikten sonra Rahmi bir süre daha şaşkınlığını atmaya çabaladı. Kendi kendine söylendi. Hatta sinirlendi. Sonra biraz kafa dağıtmak istedi ve dışarı çıktı. Bir taksi çağırdı. Bir dakika içerisinde taksi onu kapının önünden aldı ve havalandı. İlkel İşletim Sistemleri Müzesine çek.
Tahir, evden çıktıktan iki sokak ötedeki yaşlı amcaların takıldığı bir kıraathaneye gitmiş ve amcalarla sohbete dalmış, çayını yudumluyordu. Sohbetten kasıt amcalar Tahir'e kimsin? Nesin, necisin? sorularından başka bir şey değildi. Tahir'in de bir değişiklik olsun diye daha önce yapmadığı bir şeyi deneyimliyordu ki uzun süredir kapalı olan beyin bilgisayarı aklına geldi. Kafa tasının içindeki reklamlar sinir bozucu olduğu için ilk çıktığı zamanlarda büyük ilgi gören bu beyin bilgisayarları reklam sektörünün eline geçtikten sonra sadece yol bulmada kullanılan bir gps cihazından ibaret olmuştu. Halk, hükümetten beyin bilgisayarlarında reklam yayınını yasaklayan ya da kısıtlayan bir kanun çıkarılması beklentisi içerisinde idi.
Bardağındaki son yudumu da aldıktan kemerinde takılı olan power butonuna bastı ve ensesindeki çipin ışığı yandı. Bilgisayar açılmıştı. Gelen bildirimlere bir göz gezdirdi. Önemli bir şey yok gibiydi. Bir çay daha öyledi karşıda duran otantik kahvehaneci süsü verilmiş robota. Robot tavşan kanı bir çay daha getirdi. Çayını yudumlarken beyin bilgisayarına Rahmi'den bir mesaj geldi. Tahir, İlkel İşletim Sistemleri Müzesine gelebilir misin?
3. Bölüm Sonu