KÜÇÜK BİR ANTROPOLOJİK ÇALIŞMA: İLK İNSAN

in #tr6 years ago

Yazımızın ana sorunu : KİM BU İLK İNSAN ?
Richard Dawkins' i bilim severler duymuştur. Geçenlerde onun Gerçeğin Büyüsü kitabını satın almıştım. Bu kitapta amaçlanan olay, bilimle ve evrimsel süreçle hiç bilgisi olmayan bir insanın bile kolayca algılayacağı şekilde bilimsel bazı olayları daha sadeleştirilmiş haliyle sunmak. Benim ilgimi çeken bölüm ise, diğer kültürlerde ve dinlerde ilk insanın nasıl tasfir edildiğinin anlatıldığı kısım. Kitap yeterince sade bir dille yazılmış. Öneri yapmak gerekirse herkesin okuması gerektiğini ve bu kitabın büyüsüne kapılması gerektiğine inanıyorum. Gelecek her zaman bir muamma ancak geçmiş, gelecekten daha karmaşık bir yapıya sahip. Çünkü gelecek oturmuş bir toplum yapısı ve insan etkileşiminden ortaya çıkmakta. Ancak geçmiş, tamamen bir keşfetme ve henüz varlığının nedenini anlayamamış, keşfetmeye aç toplumlarla dolu.

20190407_205743.jpg

Kitapta ilk hikayemiz Tazmanya aborjinlerinin ilk insan tasfiriye başlıyor.
Mooni isimli bir tanrı Dromerdeener isimli bir düşman tarafından yeniliyor. Ve ölmek üzereyken Tazmanya'ya düşüyor.Ölmeden önce ise son bir atılım yapmak amacıyla insanları yaratıyor. Ancak ölmek üzere olduğundan öyle bir telaş içinde yaratıyor ki, insanlara diz vermeyi unutuyor. Ve daha sonra onlara Kanguru gibi büyük kuyruklar veriyor ancak bu insanların bir daha asla oturamayacağı anlamına geliyor. Mooni bunlar bittikten sonra ölüyor.

20190407_210332.jpg

İnsanlar ise çok mutsuz.Kuyruklu ve dizsiz olmak güçlerine gidiyor ve gökyüzüne yalvarıyorlar. Bunun üzerine zaferinin tadını çıkartan Dromerdeener, bu yakarışları duyup Tazmanya'ya iniyor. İnsanların acınası halini gören Dromedeener, insanlara bükülebilen dizler verip fazla olan kuyruklarını kesip atıyor. Böyle insanların artık hiç bir sorunu kalmıyor ve sonsuza kadar mutlu yaşıyorlar. (Sanki başka hiçbir derdimiz yokmuş gibi :D )
Tabi Tazmanya halkı bunu benimsiyor ancak anlatım farklılığından dolayı bir çok bölgede hikaye çeşitleniyor...

20190407_210109.jpg

Diğer bir hikayemiz Vikingler...İskandinavya'nın Norveç bölgesinde eskiden bir çok tanrı baş göstermekteymiş. Viking'lerin baş tanrısının ismi ise Odin'miş. (Odin'in diğer isimleri Wotan ya da Woden ise günümüzde ingilizcede ki wednesday olan çarşambanın oluşumunu sağlamış.) (Vikingler dizisini izlemeyen varsa şiddetle tavsiye ederim :))
Bir gün Odin, kendi gibi tanrı olan kardeşleriyle sahilde yürüyorlarmış. Yürürken iki ağaç gövdesine rastlamışlar. Gövdelerden birini kadına ve birinide erkeğe çevirmişler. Canları çok sıkılmış olacak ki :D

20190407_210441.jpg

Kadının ismini Ask, erkeğin ismini Embla koymuşlar. Bedenleri yaratıldıktan sonra ise onlara bilinç, yüz, konuşma gibi yetiler vermişler.
Yazarımızın kitapta sorduğu şu soruda çok dikkatimi çekti. Neden ağaç gövdesi ?

İnsanların kurguladığı bu hikayelerin amacı nedir? Varlığını anlamlandırmak, benim için ilk şık oluyor. Çünkü amaçsız olarak hiç bir şeyin yapılamayacağına inanıyorum. Bir hikaye uydurup buna inanmak, o dönemde belkide en büyük dayanak ve iyi hissetme yöntemi. Ve neden ağaç gövdesi sorusuna gelirsek, bence insanlar en değer verdikleri şeyi tanrılaştırıyorlar.

Hindistan'da ineğe ve file tapan insanlar gibi. İnek Hindistan gibi bir yerde, tarlaları süren, hem et hem sütünden yararlanılan, derisinden kıyafet yapılan, tezeği yakılan bir hayvan. Yine filler kocaman ağaç kütüklerini uzun burunlarıyla taşıyıp Hindistan gibi bir yerde taşımacılık alanında en çok işe yarayan hayvan...Bütün bunları birleştirdiğimizde Vikingler denizcilikle uğraşıyor ve gemi yapımında kullanılan en önemli madde tahta ve ana kaynağı, ağaçlar. Baktığımız zaman, hayat kurtaran karın doyuran ve yaşamı kolay kılan şeyler üzerinden bir tanrı modeli çizilmiş. Ve kendini keşfedemeyen insanlar, daha doğrusu buna gücü yetmeyen eski insanlar, kendilerine bir dayanak bulmuşlar.

20190407_205715.jpg

Bu hikayeler mitolojik bazdadır ve her hangi bir dine atıfta bulunulmamıştır. Herkesin inancına kesinlikle saygı duymalıyız. Ancak bu hikayeler günümüz de sahip olunan bir dini değer olmadığı için, bu kadar rahatça eleştirdim ve yorumladım.

Antropoloji, geçmişi anlamamıza ve anlamlandırmamıza yarayan en büyük bilimlerden biri. Zevkle okuduğum ve öğrendiğim şeyleri arada paylaşmayı düşünüyorum. Öğrenmenin,bilgiye aç olmanın ve keşfetmenin büyüsüne kapılmak dileğiyle :)