Vebal (Bir Mahvoluşun Hikayesi)steemCreated with Sketch.

in #tr7 years ago

Teyzemlerle alt alta oturduğumuz ve çocukluğumun büyük bölümünü geçirdiğim sokakta benimle yaşıt bolca erkek çocuğu vardı. Birbirimizle de çok iyi anlaşırdık. Zaten o zamanlar anlaşmak daha kolaydı, kurallar çok basitti: küfür etme, vurma, yalan söyleme (Hırsızlık kimsenin aklına dahi gelmediği için bu kurallar arasında yoktu.) Bu kadar basitti her şey. Şimdi ki gibi ne kız mevzusu vardı ne arkadan konuşan olurdu ne de borç takan. Gerçi, borç falan da yoktu o zamanlar. Para, herkesin parasıydı. Hiçbirimizde, hiçbir zaman fazla para olmazdı, o olan parayla da bol bol cips alınır ve her beraber yenilirdi. Kısaca, biz, sokağımızda minik bir komünizm kurmuştuk diyebilirim. Bunu, “Komünizm güzel ama imkânsız abi, yok öyle bir dünya” diyenler için söylüyorum: Oluyor lan öyle şeyler. Vallahi bak.

En-iyi-oynayan.jpg

Biz, bu komünist düzeni kuran çocuklar sürekli “maç” halindeydik. İnanılmaz günlerdi gerçekten. Yarın kıyamet kopacakmış deseler hepimiz birden, “Hadi maç yapalım lan o zaman” derdik. 4 tane taş (kale direkleri için) ve bir top (ezilmiş kola kutusu, pet şişe ya da taş bile olur) bizim için kâfiydi. Takımları kurup hemen maça başlar ve annelerimizin tatlı uyarıları, “ama sen bu eve geleceksin nasıl olsa” gibi gizemli tehditlere dönüşmeden de eve girmezdik.

İlk başlarda takım halinde oynanıyordu maçlar ama bildiğimiz profesyonel manadaki takım oyunu değil bahsettiğim. Benim bahsettiğim takım oyunu: Bütün takım oyuncularının –kaleciler hariç- hep birlikte topun peşinden koşması. Bu kadar net. Herkesin torba boku gibi topun başına üşüşmesiyle oluşan insan kalabalığını yarıp da topa tekme atma seviyesine kadar yaklaşanlar, rakip kaleye doğru olanca güçleriyle vururlardı ve bu şekilde saatlerce (neredeyse gün doğumundan batımına kadar) maç yapardık. Herkes aynı derecede berbat olduğu için çok dengeli ve muhteşem maçlar olurdu. Uzun yıllar her şey çok güzel gitti fakat sonra Okan çıktı sahneye.

Okan dediğimiz bu cibilliyetsize bir haller oldu; bir anda çok iyi top oynamaya başladı, it. Topu alıp, rakip takımın tüm oyuncularını da sıraya dizip (çalımlamak manasında), Maradona gibi goller atmaya başladı. Önce, çözüm olarak Okan’ın takımını bir kişi eksilttik. Yetmedi. İki kişi eksilttik. Yine yetmedi. Zamanla; ‘Okan tek, bizi hepimiz’ olsak bile yetmeyeceğini fark ettik. Okan’ın takımına girebilmek için kavgalar çıkmaya başladı. İlk defa küfür, şiddet ve yalan dışında bir nedenden kavga çıkıyordu. Ütopyamız bozuluyordu. Bir şeyler yapmalıydık ve yaptık.

wonderkid okan.jpg
wonderkid okan (temsili)

Okan’ı maçlara almamaya karar verdik. Çözüm sert olmuştu. Sertti ama doğruydu. Sertti ama gerekliydi. “Okan yüzünden kavgalar çıkacağına ve ütopyamız zarar göreceğine Okan dışlansın daha iyi” dedik. Tabi, Okan ilk başlarda durumu pek hazmedemedi; gelip toplara vurmaya, topu alıp herkesi çalımlayarak kaçmaya ve türlü türlü dengesizliklerle tepki toplamaya başladı. Okan’ı mecburi dışlama hızlı bir biçimde Okan’dan nefrete etmeye dönüştü. Hiçbirimiz onunla konuşmuyorduk, maçlarımıza müdahale etmeye kalkınca öfkeli bir güruh halinde dövüyorduk. Bir süre sonra dayaktan yılar, bıkar dedik. Yılmadı, bıkmadı. Bizi yıldırdı, bizi bıktırdı. İyice it oldu çıktı. En büyük eğlencemizi çileye çevirdi. Annelerimiz tarafından tehdit edilmeden eve girmeyen bizler, Okan'ı döverken yorulup (zevk almadığın işi yaparken çok yorulursun) bitkin bir halde kendimizi evlerimize atar olduk. En sonunda bana bilgisayar alınmasıyla bilgisayar oyunu dünyasıyla tanıştım ve sokaktan neredeyse tamamen koptum. 35 senedir yapımı devam eden evimiz bitip taşınınca da güzel sokağımla aramda teyzemler dışında hiçbir organik bağ kalmadı.

Sık sık teyzemleri görmeye gittim ama sokakta maç yapan arkadaşlarıma da Okan’a da hiç denk gelmedim. Yıllar sonra bir ziyaretimde maç yapan küçük çocuklar görüp çok sevindim. Sonra Okan’ı da gördüm; maç yapan ufaklıkların arasına dalıp toplarına vurdu var gücüyle. İsyan ettirdi çocukları. “Gideyim de döveyim şunu” dedim. Nasıl uzamış, nasıl irermiş. Bir büyük baş hayvan olmuş adeta. Gidemedim, dövemedim. Sadece utandım. “Bu canavarı biz yarattık” dedim. Bize olan hıncını bu çocuklardan çıkarmaya çalışıyordu. Yeteneğinin de köreldiğini anladım. Teyzeme, “Bu Okan ne yapıyor teyze genel olarak hayatında” dedim. “Hayırsızın, itin teki oldu çıktı. İşsiz, güçsüz dolanıyor ortalıkta bütün gün” dedi. İyice utandım. Okan’ın vebalini nasıl ödeyeceğimizi düşündüm bir süre. O ara teyzem içli pişi yapmış.8-9 tane yedim de keyfim yerine geldi.

----SÜRPRİZLİ SON----

Sort:  

Yazık olmuş Okan'a... Zaten eskiden farkında olarak ya da olmayarak eziklenir dışlanırdı çocuklar çok şükür şimdi haklarını savunmayı biliyorlar. O okan şimdi olsaydı başka mahalleden, hatta sosyal medyadan takım kurar futbolcu olurdu 😃 bir güzel dışlardı sizi..

😃😃 Keşke sizin dediğiniz gibi olsaydı. İçim daha rahat olurdu

Congratulations @castofmind! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

Award for the number of upvotes received

Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here

If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

By upvoting this notification, you can help all Steemit users. Learn how here!