GÜNLÜK (TUT ELİMİ)...
Delikanlının elinde tuttuğu günlüğün her sayfasının sonunda aynı not ile karşılaşıyordu; "Her zaman umudunu diri tutmak gereklidir ve ben gerekirse bütün enerjimi bu yönde kullanacağım, son nefesime kadar sürsede, ama içimden bir ses "yakında o beklediğin kişi elinden tutacak" diyor. Biliyorum bir gün gelecek ve o el bana uzanacak hem de en çok ihtiyacım olduğu zaman."
Delikanlı küçük bir işletme sahibiydi. İşçi ve patron sadece kendisiydi ve orta halli bir geliri vardı. Genç yaşına rağmen çevresinden saygı gören ve sevilen bir kişiliğe sahipti. Motosiklet kullanmayı seviyor ve ulaşımını bu vasıtasıyla gerçekleştiriyordu. Arada bir günün yorgunluğunu atmak için sahil kenarında oturup dalgaların kıyıya vururken çıkardığı sesi dinler, gözlerini kapatır ve huzura kulak verirdi. Hayatında çok fazla standart yoktu, aşık olduğu kızı her sabah işine, her akşam evine bırakmak dışında. Her gün bu akışı hiç aksatmadan devam ettirsede henüz kıza aşkını ilan etmemişti, uzaktan uzağa seviyordu işte ama sabırla ona açılacağı günü bekliyordu çünkü babası hayattayken kavuşmaları pek mümkün görünmüyordu. Babası her sabah ve akşam kızına eşlik ediyordu ama kızının bundan haberi yoktu. Babası üniversiteyi bitirmesinin ardından şirket yönetimini kızı Aslı'ya devretmiş ve kendini vakıf ve hayır işlerine adamıştı ama kızını bir an olsun yalnız bırakmıyordu. Sabahları arabasına biner ve uzaktan kızına eşlik ederek şirkete kadar bırakır akşamda iş çıkışı kendisine eşlik ederek eve gelişine kadar takip ederdi. Bunun tek sebebi kızına aşırı düşkün olmasıydı ve kızının bundan hiç haberi olmadı ta ki babasının ölümünün üzerinden bir ay geçene kadar.
Akif bey başarılı bir iş adamıydı. Genç yaşlarda ticaret hayatına atılmış ve çok başarılı bir kariyer yakalamıştı. Bütün başarılarına ve yükselen kariyer grafiğine rağmen bir o kadar mütevazi ve sevecen bir insandı. Eşini kızına doğum yaparken kaybetmiş ve geri kalan ömrünü kızına adamış bir insan Akif bey.
Baharın ilk günleri, bir Cuma sabahı. Aslı her sabah olduğu gibi kahvaltıyı hazırlamış ve beraber kahvaltı yapmak için babasını uyandırmaya odasına çıkmıştı. Babasının yüzünde gururlu bir tebessüm ifadesi duruyordu. Bir kaç kere seslendi babasına tek bir hareket dahi yoktu. Başını ağzına yaklaştırıp nefesini dinledi, nefes almıyordu, nabzını yokladı atmıyordu. Olduğu yere yığıldı. Yapayalnız kalmıştı. Tek varlığı olan babası artık bu hayata gözlerini yummuştu. İşte o zaman anlamıştı ne kadar savunmasız olduğunu.
Aslı babasını kaybedeli neredeyse bir ay olmuştu ve hala kendini yalnız hissediyor hayata tutunmak için sebep arıyordu. Bu yalnızlığını bir nebze olsun hafifletmek için her gün babasının kabrini ziyaret ediyor, saatlerce babasıyla konuşuyor bir teselli arıyordu. Delikanlı usulca yaklaştı;
- Sanırım babanızı öldürüyorsun!
Kız şaşkın bir halde
- Ne demek istediğinizi anlayamadım.
Delikanlı
Babanızın vefatından sonra her gün sizi izliyorum ve her gün mezarın başında saatlerce ağlayıp gözyaşı döküyorsunuz. Bu vaziyet sizin için pek iç açıcı bir durum değil. Böyle giderse yaşama umudunuzu yitirip bu hayat mücadelesinde güçsüz ve savunmasız kalacaksınız. Oysa biz ölülerimizi gömeriz, öldürmeyiz.
Nasıl yani?
İnsanların bir yaşam süreci vardır ve bu kimin de bir gün kimin de yüz yıl sürer ve sonunda noktayı koyarız bu hayata, bu kesindir ama biz hiç bir zaman ölümün gerçekleşeceğini düşünmeyiz. Ben de sevdiklerimi kaybettim ama hiç birini öldürmedim sadece son vazifemi yerine getirip toprağa verdim. Anıları, bakışları, gülüşleri hep benimle yaşıyor ve ben sadece özlüyorum. Özlemek hayatta olan birine olunca bu kadar zor gelmiyor da ölen birine olunca neden ağır geliyor. Sadece kavuşabilme ümidin olduğu için ama bu da kesin değildir.
Kız biraz olsun üzerindeki yalnızlık hissini atmıştı şimdi az da olsa bir umut ışığı vardı yaşamak sevincine karşı. Delikanlı elini uzattı ve kız elini tutunca günlükte yazan o not geldi aklına. Kızın beklediği el acaba kendisine mi aitti. Bu düşünceler içinde kızın şaşkın ve ürkek bakışları arasında günlüğü sahibine uzattı. Bu yaklaşık altı ay önce kaybettiğini sandığı kendi günlüğüydü. Kız günlüğü alırken, "Sen kimsin, bir aydır beni niye takip ediyorsun, bu günlüğü nereden buldun" gibi sorularla aklında umut ve korku arasında bir tedirginlikle cevaplar aramaya çalışıyordu. Delikanlı gayet sakin, güven verici bir ses tonuyla ve bir o kadar kibar tavırlarıyla konuşmaya başladı.
- Lütfen benim hakkımda bu hadiseden yola çıkarak bir tanım oluşturmayın. Öncelikle size şunu belirtmek istiyorum ben sizi bir ay değil yaklaşık iki yıldır takip ediyorum. Her gün, her sabah, her akşam. Sizi ilk gördüğüm günden beri hayatımın geri kalan kısmını geçirmek istediğim kişinin siz olduğunu hissettim ve o günden bu zamana kadar size açılmayı çok düşündüm ama sizi izlerken dikkatimi çeken bir durum vardı, babanız. Babanızın bir koruyucu kalkan gibi sürekli sizin etrafınızda koruyucu bir melek vazifesiyle hep yanınızda olduğunu fark ettim. Sanırım bundan haberiniz yoktu ve ben bunu fark ettiğimde babanız hayattayken size açılmanın bencillik olacağını ve doğru bir davranış olmayacağını biliyordum. Çünkü bende babasız büyüdüm ve anne tarafından sahiplenmenin ne demek olduğunu iyi bilirim ve eminim ki annem hayatta iken dünya üzerine gelse beni asla bırakmayacağını hissederdim. Günlük olayına gelecek olursak şayet, bunu babanız bana yaklaşık altı ay önce göndermişti ve içinden şu not çıkmıştı.
Elindeki notu uzattı kız şirket işlerindeki yazışmalarda çok sık karşılaştığı için babasının el yazısını hemen tanımıştı. Notta "Evlat uzun zamandır kızımı takip ettiğini biliyorum ve bunu fark ettiğim için belki de çok şanslıyım. Bende uzun zaman seni ve çevreni araştırdım. Uzak ve yakın çevrende senin için olumsuz bir durumla karşılaşmadım. Yakın zamanda ölümcül bir hastalığa yakalandığımı öğrendim ve kızımın hayatının geri kalanında yanında olamayacağım için tedirgin ve üzgünüm. Bu günlüğü sana yolladım çünkü onu yakından tanımanı istiyorum. Kızımın hayatında benden sonra, benim kadar ona değer vereceğine inanıyorum ve beni yanıltmayacağını hissediyorum, lütfen ona iyi bak." Kızın şaşkınlığı iyice artmış ama babasının bıraktığı not ve delikanlının sıcak tavırları karşısında korkularından bir nebze olsun uzaklaşmıştı. Bu arada delikanlı "bu zarfı sana bırakmış günlüğün arasında buldum" diyerek bir de açılmamış bir zarf uzattı, kız zarfı eline aldı, üzerinde tek kelime "kızıma" yazıyordu. Kız bir aydır babasının kabri başında sürekli onunla konuşuyordu ve belki de babası ona cevap verecekti. Hiç beklemeden orada zarfı açtı ve okumaya başladı.
"Sevgili kızım sana bazı şeyleri bu şekilde ilettiğim için öncelikle beni affet. Sen benim dünyada en çok değer verdiğim varlığımsın, hayatta iken sana elimden geldiğince sahiplenmek ve korumak için ne gerekiyorsa yaptım, ama doktorumun bana ömrümün sonuna yaklaştığımı söylemesinin ardından benden sonra seni hayata bağlayacak, koruyacak ve seni bir ömür mutlu edecek birine ihtiyacım vardı. Sizi başka şekilde tanıştırmak mümkündü fakat ben ömrümün geri kalan kısmını seninle geçirmek istediğim için bu yola başvurdum. Günlüğünü hiç bir zaman okumadım çünkü buna ihtiyacım yoktu çünkü seni zaten tanıyordum. Sadece aranızda bir şekilde bağlantı kurması ve seni daha iyi tanıması için günlüğünü senden habersiz bir şekilde yanındaki delikanlıya yolladım. Ömrüm boyunca bir çok insan tanıdım ve bir çok ölüme şahit oldum, yıkılan hayatlara tanıklık ettim ve benden sonra hayata tutunmana olanak sağlayacak biri varsa onunda yanında bulunan kişi olduğunu anladım. Benden sonra sana çok iyi bakacağına inanıyorum, tabi kararı yine kendin vereceksin çünkü bu bir vasiyet değildir sadece hislerimin bana bunun doğru olduğunu hissetirmesidir. Hayatının geri kalanını çok mutlu bir şekilde geçirmeni diliyorum ve senden bu şekilde ayrıldığım için üzgün olduğumu bilmeni istiyorum. Beni affet seni çok seven baban."
Kızın gözlerinde artık umut ve beraberinde mutluluğun sebep olduğu bir kaç damla gözyaşı vardı. Babasının öldüğü zaman yüzünde olan o ifadeyi daha iyi anlıyordu artık. Delikanlının söylediği sözler manasını bulmuştu aynı zamanda çünkü babasını sadece toprağa vermişti o ölmemiş ve hâlâ kendisiyle birlikteydi. Kızda günlüğünde her sayfanın sonuna düştüğü notun vaktinin geldiğini anlamış ve kendisine uzanacak eli bulmuştu hem de en çok ihtiyaç duyduğu zamanda...
Normal zamanda öykü yazmak gibi yeteneğim yoktur ama @edebiyat ne zaman yarışma düzenlese hayal dünyamın kapıları aralanıyor sanki ve ortaya böyle şeyler çıkıyor, artık olduğu kadarıyla. Katılımın yoğun olmasını umuyorum ve katılan herkese başarılar diliyorum...
e.avina
How Cool!
You got a 29.41% upvote from @coolbot courtesy of @avina!
Help us grow, delegate today!
You just received a 11.50% upvote from @honestbot, courtesy of @avina!
Ben bu öykünün üzerine birsey soyleyemiyorum çünkü hepsi var içinde söylemek istediğim cümleler duygular düşünceler ve hersey canı gönülden kutluyorum sizi @avina abicigim abi sözü kullandım umarım rahatsız etmedim çünkü insanın içini okuyan en yakın abi olduğunuzu hissettiğim için... ve belki de içimdeki herseyde olduğu gibi bir abi özlemi de yaşadığım için... musadenizle bu çok şey anlatan herkeze hepimize tercuman olan öyküyü kendi sayfamda yayınlamak istiyorum ve belki de bu sayede bir başkasına da tercüman ışık olabilecek şansımız olur... yüreğinize sağlık çok çok teşekkürlerimi sunuyorum kendi adıma... hersey gönlünüzce olsun her daim... 🙏🙏🙏saygılar :)
Bu kadar övgü beni şımartır ama kardeşim bunu söylüyorsa mutlu olurum, dilediğin gibi paylaşabilirsin her şey için ben teşekkür ederim...
Olanı söyledim sadece abim mutlu olmana da sevindim ayrıca her insanın simartilmaya hakkı vardır zarar vermez :)
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
Desteklerinizden ötürü minnettarım...
Merhaba. Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile @trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır. Sevgiler.
Destekleriniz için teşekkürler. Sevgiler...
Congratulations @avina ! You received a 10% upvote from @kryptoniabot & @kryptonia for your task of 2561 SUP Today.
Remember to receive votes from @kryptoniabot
Run a task on Kryptonia.*Join free here Kryptonia Account
Use the tags KRYPTONIA or SUPERIORCOIN in your Steemit post.
Delegate to the Kryptonia Upvote by clicking links: 10SP , 50SP , 100SP , 500SP , 1000SP
Due to an increased amount of tasks, we have changed up the voting power to evenly spread out the Upvote amount.
You've received a lifting from @botox ! Consider delegating to earn passive income 20SP,50SP,100SP,200SP.
Tu viens de recevoir un lifting de @botox ! Envisager de déléguer pour gagner un revenu passif 20SP,50SP,100SP,200SP.
Congratulations @avina! You have completed the following achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :
You published a post every day of the week
Click on the badge to view your Board of Honor.
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word
STOP
To support your work, I also upvoted your post!
çok naif bir hikâye olmuş, bence gayet başarılısınız bu türde de.
tgrt fm'deki radyo tiyatrolarını dinliyormuş gibi bi hisse kapıldım:)
Teşekkürler efendim benim motivasyonum yarışma sanırım normalde böyle hikayeler çıkmıyor benden :)
yarışma heyecanını çok seviyorum bir başka oluyor:)
ama normal zamanlarda da bu şekilde yazın bence:)
Daha önceleri sadece şiir yazmaya gayret ediyordum ne yaptıysa @sahinadm hocam yaptı yoksa ben bu tür yazılara uzaktım :)
Ama olumlu dönüşleri görünce mutlu oluyorum bu vesileyle hem size hem de hocama teşekkür ediyorum :)
ben de mutlu oldum şimdi:)
iyi ki bu tür yazılara yönelmişsiniz diyorum ve devamını da bekliyorum o zaman:)
teşekkür ederim inşallah hoş tutabilecek yazılar ortaya çıkarabilirim :)
This post has received a 5.61 % upvote from @boomerang.