Diyetler Niçin Genelde Hüsranla Biter?

in #science4 years ago (edited)

h6NK3jNgKfQrOubC-637335357761460017.jpg

Google arama motoruna "Nasıl kilo verilir?" , ''Diyet Nasıl olmalıdır?'' sorusuyla atılan ilk adım, bazen güzel verimli olsa da finalinde insan nefsine hakim olamayıp, değiştiremediği beslenme alışkanlıklarına yine ipin ucunu verir.

Yoksa bu durum sizde böyle değil mi?

Bu olayı bilimsel ama keyifli bir yazı ile açıklayalım o zaman.

Arama motorlarında en çok aratılan sorulardan bir tanesi "nasıl kilo verilir?" sorusudur

Sosyal Medyada ilginç sayıda bilgi (ve yanlış bilgi) söz konusudur. Fakat, kilo alımı korkunç oranda artıyor ve dünya üzerinde obezite seviyesinde inanılmaz bir artış var. Her yıl yaklaşık üç yetişkinden ikisi kilolarını kontrol etmekle ilgileniyor. Kadınların kilo vermeye çalışma ihtimali daha fazladır. Gerçekleştirilen bilimsel araştırmalar, yapılan her türlü diyetin kısa çapta etkili olabileceğini kanıtlamıştır. Zayıflamak için diyet yapan insanların nispeten daha hızlı kilo verdiği söylenebilir. Ayrıca, kişisel olarak zor yolu öğrenmiş olabileceğiniz için, hikayenin nadiren uzun vadede bittiği de aşikar.

Kilo vermeye karar verenlerin birçoğu vermiş oldukları kiloları yavaş yavaş da olsa geri almaktadır. Yapılan çok sayıda çalışmanın, karbonhidrat, yağ ya da proteinin makrobesin miktarlarını değiştirip değiştirmediğini tüm diyetler için geçerli olduğunu bulmuştur ki: ilgili araştırma. ne kadar çok diyet denemiş olursanız, gelecek dönemde kilo alma ihtimalinizin de bir o kadar yüksek olduğunu göstermiştir. Tekrar başka yapılan araştırmaya bakarsak diyetlerin kalıcı kilo kaybına ya da sağlık yararlarına yol açtığı fikrini pek desteklediği gözlemlenmemiştir."

Uzun vadede yapılan diyetler niçin hüsranla sonuçlanır ?

Gerçekleştirilen diyet çalışmalarının tekrardan kilo alımı ile sonuçlanmasının pek çok sebebinden söz edilebilir. Bunlar biyolojikte olabilir, psikolojik de ya da sosyal nedenlerden de kaynaklanabilir. İnsan fizyolojik yapımızdan başlayarak bunu iki ana konu şeklinde ele alalım.

Zayıflamak için diyete başlamış olduğunuzda ve kilo verdiğinizde, her iki koşulda da metabolik yönden aktif sayılan kas ve yağ karışımını her daim kaybetmiş olursunuz: Demem odur ki kalori yakılır (kas yağdan daha fazla kalori yakarak). Vücudumuzun, hayatta kalabilmesi için tüm hücrelerinin çalışmasını sağlayabilmesinin belirli bir oranda enerjiyle sağlandığı söylenebilir(dinlenme metabolizma hızınız olarak kabul edilir). Az kas ve yağ ile vücudunuzun alması gereken enerji miktarı da düşer. Diğer taraftan, metabolizmanız daha elzem bir hal alır ve aslında daha az kalori ile faaliyet gösterir. Son olarak, daha hafif, daha verimli vücudunuzda kilo kaybını sürdürmek için, artık günlük olarak daha önce yaptığınızdan daha az kalori bünyenize almanız gerek.

Vermiş olduğunuz kiloları geri almamak için ise, bu kilo kaybına sebep olan değişiklikleri sürdürmek önem arz etmektedir. Bu duruma ek olarak, birçok diyet katı olmaktadır ve devam ettirilemez. Genel olarak bir ortalamaya vurursak, kilo verme girişimleri için bu süreç, kadınlar için yaklaşık dört hafta ve erkekler için ise altı hafta sürmektedir. Demem odur ki, birkaç hafta ciddi diyet planı gerçekleştirirseniz bu koşul sağlanır, fakat daha sonra eski yeme alışkanlıklarınıza tekrar başlarsanız, eskisinden daha kısa süre sonra kilo almaya başlayabileceğinizi unutmayın.

Psikolojik yönden bu durumu incelersek, diyetler genel anlamda karbonhidratlar ya da yağlar gibi belirli bir gıda grubunu yasaklamaya dayanır. "Çok fazla karbonhidrat", "Çok fazla yağlı" veya "Çok kalori" içeren besinler "kötü" olarak sayılır. Ama ne yazık ki, yasaklamak aslında geri tepmektedir.

“kendinizi sevmiş olduğunuz yiyeceklerle tamamen kısıtlamayın. Yaşam, yiyeceklerden alınan hazdan vazgeçmek için oldukça kısadır. Fakat uzun, kaliteli ve sağlıklı bir hayat sürdürebilmek için pek çok zaman akıllı seçimler yapmanın önemli bir ölçüt olduğunu da unutmayın. "

Daha verimli ve sağlıklı bir yaşamın sırrı, bunu yaşam boyunca sürdürebilme motivasyonunda saklıdır.